TEREYAĞI yıllardır tıp çevrelerince hep suçlandı. Kolesterolü yükselttiği; dolayısıyla hipertansiyon, enfarktüs, felç gibi hastalıklara zemin hazırladığı iddia ediliyordu.
Halbuki atalarımızın yaygın kullandığı yağ, tereyağıydı. Özellikle kırsal bölgelerde bol tüketilmesine rağmen insanlarımızın sağlıklı olduğu biliniyordu. Bu yüzden
tereyağının zararlı olduğu görüşü tıbbi mantığıma hiç uymuyor, soranlara “hakiki tereyağından vazgeçmeyin” diye ısrarla söylüyordum.
Yine Tereyağının sindirimi kolaydı, mideyi yormuyordu. Kokusu güzel, tadı ise oldukça lezzetliydi. Çiğ olarak da yenebiliyor, yemek ve unlu mamullere katılabiliyordu. Tereyağıyla pişmiş yemeğin, böreğin veya baklavanın kokusu ve tadı ulaşılmaz haz veriyord
Tıp ve bilim adamlarının da kafası karışık olmalı ki yeni araştırmalara gerek gördüler. Kanadalı bilim adamları, tereyağının kalp krizi riskini ve kolesterolü yükseltmek bir yana aksine düşürdüğünü, ayrıca şeker hastalığı ve obezitenin tedavisine yardımcı olduğunu gösterdiler.
Alberta Üniversitesi’nden Prof. Dr. Spencer Proctor ve asistanı Flora Wang çalışmalarının sonucunu şöyle açıkladılar:
“Araştırmanın bizi en çok sevindiren sonuçlarından biri, bugüne kadar zararlı etkilerinden korktuğumuz doğal yağların, aslında sağlığımız için son derece faydalı olduğunu görmemizdi. Tereyağının kalp krizi riskini düşürdüğü, şeker hastalığı ve şişmanlık tedavisine yardımcı olduğu, kolesterole iyi geldiği artık tespit edilmiş bir gerçek.”
Evet, tıp önemli bir yanlışından daha vazgeçti ve 14 asır öncesinden gelen şu tavsiyeye uydu: “Tereyağı şifadır.”
Doc. Dr. Sefa Saygılı